Batı Trakya`yı Sosyopolitik Açıdan Değerlendirme – Bölüm 2

Mustafa Geveli

Burgaz (Bourgas) – Dedeağaç (Alexandroupolis) Petrol Boru Hattı

Burgaz (Bourgas)-Dedeağaç (Alexandroupolis) Petrol Boru Hattı’nın bölgeye nasıl bir ekonomik katkı sağlayacağı sorusuna cevap verebilmek için boru hattının yapımını ve işletmesini üstlenecek şirketlerin incelenmesi gerekmektedir. Boru hattının yapımını ve işletmesini üstlenecek şirket Lüksemburg merkezli, Yunanistan ve Bulgaristan’da şubeleri bulunacak çok uluslu bir konsorsiyum olacaktır. Bu konsorsiyumda Rusya’nın kendi şirketlerini kapsayacak %51’lik payının, diğer ortak ülkelerin, Bulgaristan ve Yunanistan’ın paylarından (%49) fazla olacağı kesinlik kazanmıştır. Rusya’nın konsorsiyumdaki yeri GAZPROM’un çatısı altında Transneft, Rosneft ve Gazpromneft şirketleri tarafından paylaşılacaktır. Yunanistan’dada boru hattının yapım ve işletmesi Yunanistan Petrolleri, Latsis Grubu ve Kopelouzou Grubu (ELPE) tarafından üstlenilecektir. Yunanistan’ın %24,5’lik payının sadece küçük bir bölümü devlet işletmeleri tarafından karşılanacaktır. Bulgaristan ise %24,5’lik payını üstlenecek şirketleri bu çalışmanın hazırlandığı tarih itibariyle henüz belirlemiş değildir. Bu projeye başka yabancı şirketlerinde girme ihtimali bulunmaktadır. Yabancı şirketler Yunan ve Bulgar hisselerini satın alarak bu büyük kapsamlı projeye dahil olabileceklerdir. Burgaz (Bourgas) – Dedeağaç (Alexandroupolis) Petrol Boru Hattı’ndan akacak olan petrolün sadece Rus petrolü değil, aynı zamanda Kazak petrolü de olması, Kazakistan’daki petrol şirketlerinin çoğunun Amerikan ortaklı olmaları, Amerikan şirketlerininde bu projeden pay alma olasılığını büyük ölçüde arttırmaktadır.

Avrupa Birliği’nin enerji garantisi kapsamında yapılacak ham petrol ve doğalgaz taşımasını sağlayan yatırımların AB tarafından kısmi finansmanı AB’nin Yeşil Kitabında belirtilmiş durumdadır. Avrupa Komisyonu INTERREG II çerçevesinde Avrupa dışı ülkelere dönük ekonomik yardımlarla birlikte 1994-1999 yılları arasında proje planlaması için 1,9 milyon Euro harcamış ve tüm proje harcamaları 2,7 milyon Euroyu bulmuştur. AB enerji garantisi kapsamında gerçekleşen bu yatırımlar, Hazar Denizi’nden Avrupa Birliği’ne petrol taşınmasını kolaylaştıracak yatırımların arttırılmasını hedeflemektedir. Bundan dolayı yatırımların sadece AB içinde kısıtlanmayıp AB’ye enerji taşıyan boru hatlarının geçtiği AB dışı ülkelere de yapılması öngörülmektedir. Burgaz (Bourgas) – Dedeağaç (Alexandroupolis) Petrol Boru Hattı Kazakistan petrolünün Avrupa’ya taşınmasını sağlayacaktır. Bu sebeple Yunanistan Hükümet Sözcüsü Roussopoulos Rusya, Bulgaristan ve Yunanistan arasında yapılan uluslararası boru hattı antlaşmasını tarihi bir antlaşma olarak değerlendirmekte ve boru hattının bölge ekonomisinin kalkınması açısından çoğaltıcı bir faktör olacağını belirtmektedir. Boru hattının Yunanistan’ı kapsayan yatırım miktarı 354 milyon Euro olacaktır. Bunun 125 milyon Euroluk miktarı Dedeağaç (Alexandroupolis) sahil bölgesine yapılacak yatırımları kapsamaktadır.

Burgaz (Bourgas) – Dedeağaç (Alexandroupolis) Petrol Boru Hattı ayrıca deniz taşımacılığınıda büyük ölçüde rahatlatacağından ve İstanbul ve Çanakkale Boğazlarından deniz yoluyla petrol taşımacılığındaki kaza riskini azaltacağından dolayıda doğayı koruma açısından önemli bir faktör olarak görülmektedir. Avrupa Birliği deniz taşımacılığındaki kaza riskinden dolayı boru hatlarını desteklemektedir. 290 kilometrelik boru hattının boğazları rahatlatacağına inanılmaktadır. EU-Marine Oil Pollution’un 2005 yılındaki araştırmasına göre Kuzey Ege ve daha ziyade Trakya Denizi ve bölgedeki çevre kirliliği ihtimali büyük bir risk ortaya çıkarmaktadır. Burgaz (Bourgas) – Dedeağaç (Alexandroupolis) Petrol Boru Hattı’nın faaliyete geçmesinin ardından bölgedeki kirlilik riskinin artacağı düşünülmektedir. Bu araştırma Avrupa Komisyonu finansmanı ile Deniz Taşımacılığı Labratuarı tarafından yapılmıştır. Ege Denizi faktör 5 ile kirlenmeye en elverişli ve riskli bölge statüsündedir. Boru Hattının çalışmasıyla beraber 350.000 tonluk ve daha büyük tankerlerin bölgeye gelmeyeceğini kimse garanti edemez. Bilim adamlarının yaptıkları araştırma, bir senelik tanker kazalarının statistik verileri göz önünde bulundurularak ve Boru Hattının konumu itibariyle olası bir kaza 25.000 tonluk bir tankerin yaratacağı hasarı göstermektedir. Arhipelagos organizasyonundan bay Çibidis in araştırmasına göre de 25.000 tonluk tankerin yarı yükünün denize sızması, bu kirliliği 24 saat içinde Kyklades adalarına rahatlıkla getirebilir. (Leontopoulos- Kiriakatiki Eleutherotypia 15/04/2007). Bu konu hakkında Dünya çapından gelen uzmanların verileri hiç de rahatlatıcı değildi. Bu kirlilik riskinin yanında büyük tankerlerin her gün denize boşaltacakları tonlarca artık su ile karışık ham petrol (yeni petrol almadan depoların yıkanmasından sonra arta kalan petrol ile karışık batık su: Ballast Water) bölge kirliliğine önemli ilçide katkıda bulunacaktır (ECOCORFU: Çevre Oganizasyonu). Yunanistanın Sakız adasında bir uzmanlar sempozyumunda Ege Denizinin kirlilik açısından çok elverişli oldunun altı çizilmekle beraber bölgedeki kayalık adacıklar ve kıta sahanlıkları cok büyük tanker kazalarına yol açabilecek niteliktedirler (İmerisia gazetesi, tarih 14/04/2007: Alexandros Kondis). Fakat Yunanistan’da Evros (Dedeağaç) Bölge Valiliği tarafından  yapılan ilginç bir araştırmaya göre bölgede çalışacak olan Ruslar, senede bir kez tatil yapma imkanına sahip olduklarını ve tatillerinide bölgede geçirmek istediklerini belirtmektedirler. Bu sebeple Evros (Dedeağaç) Bölge Valiliği bölgenin turistik açıdan herhangi bir değer kaybetmeyeceğini açıklamaya çalışmaktadır. Buna rağmen, boru hattı işletmesinin en yüksek kar marjının Rusya’ya gidecek olmasından ötürü, kısıtlı turistik yatırımlar ve orta büyüklükteki işletmelerin boru hattı yapımındaki yan işleri üstlenmesi dışında boru hattının Batı Trakya ekonomisinin kalkınmasına büyük bir katkı sağlayacağını söylemek rasyonel bir yaklaşım değildir.

Burgaz (Bourgas) – Dedeağaç (Alexandroupoli) Petrol Boru Hattı’nın çevre koruması ve ekonomik kalkınmaya etkilerinin yanında bir Ortodoks Hristiyan Paktı’na dönüşebilme olasılığınada değinilmektedir. Bundan dolayı ABD, Ambo-Pipeline adında bir proje ile bu Hristiyan Ortodoks Paktı’nın yaratabileceği olası çevreleme politikasını kırmayı planlamaktadır. Bu alternatif projeye göre Bulgaristan’ın Burgaz kentinden Arnavutluk’a çekilecek bir boru hattı vasıtasıyla Amerikan şirketlerinin çıkardığı petrolün sorunsuz bir şekilde Adriyatik Denizi’ne taşınması yönündeki planlar Amerikan orijinli şirketlerin bu alternatif projeye yatırım yapmalarını hızlandırabilir. Ambo-Pipeline Projesi’nin uzunluğu Burgaz (Bourgas) – Dedeağaç (Alexandroupoli) Petrol Boru Hattı’nın uzunluğunun 4 katı olmakla beraber, maliyetininde Burgaz (Bourgas) – Dedeağaç (Alexandroupoli) Petrol Boru Hattı’nın çok üzerinde olacağı şüphesizdir. Ancak Ambo-Pipeline Projesi jeostratejik nedenlerden dolayı gerekli bir proje olarak görülmektedir. Bu gelişmeler Batı Trakya’nın ne kadar önemli bir jeostratejik coğrafyada ve hassas bölgede bulunduğunun kanıtıdır. ABD Başkanı George W. Bush’un yakın zamandaki Arnavutluk ziyaretinin arkasındada bu proje için yürütülen pazarlıkların yatıyor olma olasılığı kuvvetle muhtemeldir.

Αγωγός Πετρελαίου Μπούργας-Αλεξανδρούπολης

Για την ανάλυση των οικονομικών πλεονεκτημάτων που θα παρέχει ο αγωγός πετρελαίου Μπούργας-Αλεξανδρούπολη, πρέπει να εξετασθούνε πρώτα από όλα οι εταιρίες που θα πάρουνε μέρος στην κατασκευή και στην λειτουργία του αγωγού. Η εταιρία που θα  κατασκευάσει και θα διαχειριστεί των αγωγό θα είναι μια πολυεθνική εταιρία από το Λουξεμβούργο, με παραρτήματα στην Ελλάδα και στην Βουλγαρία. Σε αυτήν την πολυεθνική εταιρία οι ρωσικές εταιρίες θα έχουνε το 51% και οι υπόλοιποι οι εταιρίες από την Ελλάδα με 24,5% και από την Βουλγαρία με 24,% θα κατέχουνε στο σύνολο το 49%. Το ρωσικό μερίδιο υπό την αιγίδα του GAZPROM θα διανεμηθεί στις εταιρίες όπως η Transneft, Rosneft και Gazpromneft. Στην Ελλάδα η κατασκευή και η διαχείριση του αγωγού θα δοθεί στα Ελληνικά Πετρέλαια (ELPE), στον Όμιλο Λάτση και στον Όμιλο Κοπελούζου. Μόνο ένα μικρό κομμάτι του ελληνικού μεριδίου των %24,5 θα διαχειριστεί από τις κρατικές εταιρίες. Δεν έχει ακόμα οριστικοποιηθεί σε ποιες εταιρίες θα διανεμηθεί το μερίδιο της Βουλγαρίας. Υπάρχει μια μεγάλη πιθανότητα να αποκτήσουνε μερίδιο και άλλες πολυεθνικές εταιρίες από το βουλγάρικο μερίδιο. Δια αυτού θα είναι εφικτό να αποκτήσουνε μερίδιο από την μελέτη αυτή και οι ξένες εταιρίες. Το γεγονός ότι το πετρέλαιο που θα ρέει από τον αγωγό Μούργας-Αλεξανδρούπολη δεν θα είναι μόνο ρώσικο αλλά και από το Καζακστάν και το γεγονός ότι στο Καζακστάν οι εταιρίες που βγάζουνε πετρέλαιο είναι μικτές εταιρίες αμερικάνικου συμφερόντων, θα συνιστούσε και το ενδεχόμενο αμερικάνικου μεριδίου στην κατασκευή και στην διαχείριση του αγωγού.

Σύμφωνα με το Πράσινο Βιβλίο της ΕΕ, μέσα στα πλαίσια της ενεργειακής ασφάλειας της Ε.Ε, οι μεταφορές πετρελαίου και φυσικού αερίου στην περιοχή, θα χρηματοδοτούνται ολικά ή μερικά από την ΕΕ. Η Ευρωπαϊκή Επιτροπή στα πλαίσια της INTERREG II μέσου των επενδύσεων της στις ξένες χώρες, το χρονικό διάστημα 1994-1999 για τον προϋπολογισμό της μελέτης επένδυσε 1,9 εκατ. Εύρο. Η ολική μελέτη κόστισε 2,7 εκατ. Εύρο. Η χρηματοδοτήσεις αυτές στα πλαίσια της ενεργειακής ασφάλειας της ΕΕ, αποσκοπούνε στην διευκόλυνση μεταφοράς πετρελαίου της Κασπίας θάλασσας προς την ΕΕ. Για αυτό οι επενδύσεις δεν πρόκειται να περιοριστούνε μέσα στην ΕΕ αλλά θα εξαπλωθούνε και εκτός των ευρωπαϊκών συνόρων όπως π.χ. στις χώρες που θα περνάνε οι ενεργειακοί αγωγοί. Ο αγωγός πετρελαίου θα χρησιμοποιηθεί στην μεταφορά πετρελαίου από το Καζακστάν στην ΕΕ. Εκ τούτου ο κυβερνητικός εκπρόσωπος χαρακτηρίζει την συμφωνία μεταξύ Ρωσίας, Βουλγαρίας και Ελλάδας ως ιστορική και σαν αναπτυξιακός παράγοντας για την τοπική οικονομία. Η χρηματοδότηση για το ελληνικό κομμάτι θα κοστίσει 354 εκατ. Εύρο. Τα 125 εκατ. Εύρο θα επενδυθούνε στο παραλιακό κομμάτι της Αλεξανδρούπολης.

Εξάλλου είναι γνωστό ότι ο αγωγός πετρελαίου Μπούργας-Αλεξανδρούπολης θα ξαλαφρώσει και την θαλάσσια μεταφορά πετρελαίου στα στενά της Κωνσταντινούπολης και Δαρδανελίων. Ο αγωγός, από άποψη της μειώσεις του ρίσκου των θαλάσσιων ατυχημάτων έχει την απόλυτη υποστήριξη της ΕΕ. Ο αγωγός που θα έχει μήκος 290 χιλιομέτρων θα ξαλαφρώσει τα στενά από την θαλάσσια κυκλοφορία. Αλλά σύμφωνα με την έρευνα της EU-Marine Oil Pollution το έτος 2005 το βόριο Αιγαίο και ιδιαίτερα το Θρακικό πέλαγος περιέχει μεγάλο ρίσκο ρυπάνσεως. Πιστεύεται ότι μετά την έναρξη της λειτουργίας του αγωγού θα αυξηθεί και η θαλάσσια ρύπανση της περιοχής. Η έρευνα αυτή πραγματοποιήθηκε με την χρηματοδότηση της Ευρωπαϊκής Επιτροπής από τα Εργαστήρια Θαλάσσιας Μεταφοράς. Το Αιγαίο με συντελεστή 5 ως προς την ρύπανση είναι από τις πιο ευάλωτες θάλασσες. Με την λειτουργία του αγωγού τα μεγάλα τάνκερ των 350.000 τόνων και άνω μπορούνε να έρθουνε στην περιοχή. Οι επιστήμονες στις έρευνες τους και με δεδομένο τα στατιστικά αποτελέσματα των θαλάσσιων ατυχημάτων ενός έτους, προσπαθήσανε να δείξουνε τα αποτελέσματα ενός πιθανού ατυχήματος του πετρελαιοφόρου των 25.000 τόνων. Η έρευνα του Τσιμπήδη από την οικολογική οργάνωση Αρχιπέλαγος αναφέρει ότι σε περίπτωση ενός ατυχήματος του πετρελαιοφόρου των 25.000 τόνων και με την πιθανότητα να κυλήσει στην θάλασσα το μισό του φορτίο, θα μπορεί να μεταφέρει την ρύπανση σε ένα εικοσιτετράωρο μέχρι και στους Κυκλάδες. (Λεωντόπουλος- Κυριακάτικη Ελευθεροτυπία 15/04/2007). Η γνώμη των επιστημόνων πάνων στο θέμα αυτό δεν είναι και καθόλου καθησυχαστικές. Παράλληλα όμως με το συγκεκριμένο ρίσκο της ρύπανσης υπάρχει και το ενδεχόμενο να προκληθεί μια επιπλέον ρύπανση εξαιτίας των βρόμικων νερών αναμιγμένο με αργό πετρέλαιο: (Ballast Water) που θα χυθούνε στην θάλασσα κατά την διάρκεια της πλύσεως των δεξαμενών των πετρελαιοφόρων πριν την επαναφόρτωση τους (ECOCORFU: Οικολογικός Οργανισμός). Σε ένα οικολογικό συμπόσιο των εμπειρογνωμόνων που έγινε στην Μυτιλήνη βγήκε το πόρισμα της υψηλής πιθανότητας ευλάβειας της θάλασσας της περιοχής από την θαλάσσια ρύπανση και των θαλάσσιων ατυχημάτων που θα προκληθούνε λόγο της θαλάσσιας κυκλοφορίας (Ημερήσια, 14/04/2007: Αλέξανδρος Κοντής). Αλλά ο περιφερειακός νομάρχης της Αλεξανδρούπολης σύμφωνα με μια ενδιαφέρουσα έρευνα τόνισε ότι οι Ρώσοι που θα δουλέψουνε στην μελέτη αυτή και στην συνέχεια στον αγωγό, λόγο της μια φοράς τους δικαιώματος διακοπών το χρόνο, θα θελήσουνε να περάσουνε τις διακοπές τους στην περιοχή. Για τον λόγο αυτό δεν υπάρχει περίπτωση να χάσει η περιοχή από την τουριστική της αξία.

Το γεγονός ότι στην κατασκευή και στην επισκευή του αγωγού θα πάρουνε μέρος πάρα πολλοί Ρώσοι και ότι θα είναι εταιρίες από την Ρωσία, θα ήτανε λάθος να το βλέπαμε σαν ένα σταθεροποιητικό παράγων για την μειονοτική οικονομία.

Ο αγωγός πετρελαίου Μπούργας-Αλεξανδρούπολη παράλληλα με τις επιπτώσεις του στην οικολογία και στην οικονομία της περιοχής θα είχε θετικές επιπτώσεις και στην Ορθόδοξη Συμμαχία. Για τον λόγο αυτό οι αμερικάνοι στοχεύουνε να φτιάξουνε έναν αγωγό υπό την ονομασία Ambo-Pipeline για να μπορούνε να ξεπεράσουνε τα πιθανά προβλήματα που μπορεί να δημιουργήσει η συμμαχία αυτή στην ενεργειακή πολιτική. Αυτή η μελέτη που θα είναι και μια εναλλακτική λύση στον αγωγό Μπούργας-Αλεξανδρούπολη, θα φτάνει από το Μπούργκας μέχρι και τα αλβανικά παράλια και θα μεταφέρει το πετρέλαιο των αμερικανικών εταιρειών μέχρι και την Αδριατική. Η μελέτη του Ambo-Pipeline θα είναι σε μάκρος και σε κόστος 4 φορές πιο μεγάλο από τον αγωγό πετρελαίου Μπούργας-Αλεξανδρούπολη. Αλλά η μελέτη Ambo-Pipeline από στρατηγικής σημασίας φαίνετε να είναι πάρα πολλή σημαντική. Αυτό αποδεικνύει σε πόσο στρατηγικής σημασίας περιοχή βρίσκετε η Δυτική Θράκη. Αυτό αποδεικνύει εξάλλου και η πρόσφατη επίσκεψη του προέδρου των ΗΠA Μπούς που πιθανών να πραγματοποιηθήκανε και οι απαραίτητες διαπραγματεύσεις για την κατασκευή του αγωγού πετρελαίου Ambo-Pipeline που θα πραγματοποιηθεί στις χώρες της Βουλγαρίας, Μακεδονίας και Αλβανίας και που θα δρα επίσης σαν „Kordon Sanitär“ ενάντια στους ενεργειακούς διαδρόμους της Ρωσίας.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
Avrupa Birliği ve Yunanistan - 24 Haziran 2011 14:31
Dunning-Kruger Sendromu - 15 Mayıs 2010 09:21
Euro`nun Değer Kaybetmesi - 30 Mart 2010 13:38
AB mi yoksa IMF mi? - 23 Mart 2010 14:28
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ