Yunanistan’a “Kâbus Senaryoları” Dönüyor mu?

Dr. Ioannis N. Grigoriadis

Uzun bir süre sonra Yunanistan ekonomisi üzerinde yine kara bulutlar toplanmaya başladı. Uluslararası bono piyasasında Yunan ve Alman bono faiz farkı, zirve yaptı.

2012 senesinde çok tartışılan ama o zamandan beri kenara bırakılan Grexit, yani Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkışı, yine konuşulmaya başladı. Bu gelişmeler, Yunanistan ekonomisinin son verileriyle pek uyum sağlamıyor.

Tam tersine, kasım ayında yayınlanan verilere göre, Yunanistan ekonomisi, altı senelik, aralıksız bir küçülmenin ardından 2014 senesinin üçüncü çeyreğinde yüzde 1,7 büyüdü. Son senelerde ekonominin yaklaşık yüzde 25 küçülmesinin ardından, elbette bu haber herkesi sevindirdi. Peki, niye iyimserlik yok ve piyasalara yine tedirginlik döndü? Reform politikaları sonucunda, uluslararası piyasalardan güven ve makul borç faizleri ile ödüllendirilen diğer Euro Bölgesi kriz ülkeleri Portekiz ve İrlanda gibi, niye Yunanistan onları takip edemez?

Bu soruya cevap bulmak için durumun iktisadi değil, siyasî nedenlerini aramak lazım.Koalisyon hükümeti, son aylarda kısa vadeli hesapların peşine düştü. Özellikle Avrupa parlamento seçiminden sonra, Samaras hükümetirotasını reform politikalarının başarıyla sonuçlandırılması değil, popülizm ve milliyetçilik konularında muhalefeti sollamasına göre ayarladı. Dolayısıyla, Avrupa Merkez Bankası, Avrupa Komisyonu ve IMF’den ibaret troykaya önceki borç anlaşmalarında vaat ettiği yapısal reform tedbirlerini yerine getirmedi. Buna karşın, Samaras hükümeti bu senenin sonunda biten borç anlaşmasının uzatılmamasını ve Yunanistan’ın diğer Euro Bölgesi kriz ülkelerinin örneğine göre uluslararası piyasalara bir an önce çıkmasını istiyor. Artık koalisyon hükümeti, “troykaya karşı muhalif” bir güç olarak davranmaya başladı. Kendi reform politikaların sahiplenmeyip, Yunanistan’ı iflas ve depresyon bataklılarından kurtardığı değil, “troyka”yı ülkeden kovalayan ve “milli egemenliği” geri kazandıran hükümet imajı pekiştirmeye çalıştı. Buna piyasalar ne dedi peki?

Piyasaların tepkisi çok olumsuz oldu. Atina borsasında Yunan bono fiyatlarının çalkalanması, Yunan ekonomisinin hâlâ çok zayıf, ve troyka ile anlaşmanın uzatılmamasının çok tehlikeli olduğunu ispatladı. Aynı zamanda ülkeyi vurduğu feci krize rağmen, koalisyon hükümeti reforma inanmadığını, onun sadece troykayı tatmin etmek için yürüttüğünü ve kısa vadeli siyasî çıkarların ondan daha önemli olduğunu bir kez daha doğruladı. Troykasız bir Yunanistan’da, hükümet çok daha yüksek faizle borçlanmak zorunda kalacak, ama reform şartı olmayacak artık. Eski alışkanlıklara dönüş mümkün.

Bu hesapların ardında ana muhalefet partisi SYRİZA var. Hükümet, son ayların seçim anketlerinde yüksek oranlar aldığı ‘SYRİZA tehdidini’ Troyka’ya karşı kullanmaktan hiç vazgeçmiyor. Yani “bize taviz vermezseniz, troyka ve reform düşmanı SYRİZA açık arayla –belki de tek parti hükümeti olarak– iktidara çıkar ve 2012 senesinde olduğu gibi bir felaketle karşı karşıya gelirsiniz” diyor. Ancak son ayların gelişmelerine göre Grexit senaryosu, sadece SYRİZA’nın iktidara gelmesine bağlı değil. Troyka, sözde reform yanlısı ama aslında SYRİZA’nın popülist ve reform karşıtı politikalarına soyunan bir koalisyon hükümetine destek vermekten çekiniyor artık. Bu belirsizlik, hem “kâbus senaryoları” ihtimalini artırır, hem de SYRİZA’nın iktidara gelmesini çok kolaylaştırır.

Dr. Ioannis N. Grigoriadis, Taraf Gazetesi

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
Mülteci Antlaşması Ardından - 1 Nisan 2016 23:27
Avrupa Birliği’nde Faylar - 3 Mart 2016 03:40
Ege’de İnsan Faciası - 2 Şubat 2016 20:55
2016 Kıbrıs Yılı mı Olacak - 20 Ocak 2016 12:13
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ