Yunanistan’da Ramazan Bayramı
Bosna Hersek, Arnavutluk, Kosova ya da Makedonya’daki bayramlardan da bahsedebilirdik. Fakat Yunanistan ve Batı Trakya’yı tercih ettik. Çünkü dinimizin temel kaidelerinden bir tanesi de, yakınlardan başlamaktır. İster tebliğ ya da zekât, isterse bayramlaşma olsun. Bu böyledir.
Yunanistan’da farklı ülkelerden çok sayıda göçmen Müslüman yaşıyor. Bir de bu toprakların yerlisi olan Yunan, Arnavut ve Türk Müslümanlar var. Fakat başkent Atina’da ibadete açık olan tek bir cami yok. Bayram namazları spor salonlarında, stadyumlarda ya da mescitlerde kılınıyor.
Atina’daki bayram namazlarından sonra sevinç ve hüznün iç içe geçtiği sahneler yaşanıyor. Bayramın sevinci, camisizliğin hüznü….
Evlerdeki bayramlaşmayı, ev ziyaretleri takip ediyor. Afganistan, Pakistan, Mısır, Fas, Filistin, Lübnan, Gana, Suriye, Bangladeş ve Nijerya gibi farklı ülkelerden olsalar da kıbleleri, dertleri ve talepleri bir.
Muhabbetlerine, kahve ve bayramlık tatlılar eşlik ediyor. Yunan tatlılarının yanı sıra memleketlerinin yerel tatlıları ikram ediliyor.
Kahvelerin yapılış şekli ve tadı, kültürlere göre değişiyor ama “kahve kendiliğinden bir dildir.” Bir de “kötü bir kahve dahi, hiç kahve olmamasından iyidir.”
Batı Trakya’da durum biraz daha iyi sayılır. En azından, gidebilecekleri camileri var.
Her zaman söylüyoruz: Bize göre, dini demek, aynı zamanda milli demektir. Bunun tersi de doğrudur.
Batı Trakya Türk Azınlığı için dini bayramların anlamı bir başkadır. Dini bayramlar, anavatanla beraberliğin tadına varılan, aynı zamanda milli bir bayram tadındaki özel zaman dilimleridir.
Batı Trakya’daki bayram hazırlıkları, bayramdan bir hafta önce başlar. Evler içten ve dıştan badanalanır. Ardından, baştan başa silinir. Bayrama birkaç gün kala, cevizli baklavalar ya da cevizli kadayıflar hazırlanır.
Arefe günü, ‘arife çöreği’ de denilen ‘lokma çöreği’ ya da ‘kaba çörek’pişirilir. Yoğrulmuş hamur parçalarının zeytinyağında kızartılmasıyla hazırlanan çörekler, komşulara ve akrabalara dağıtılır. İşin kolayına kaçıp makarna, şeker, kahve, simit ya da hurma dağıtanlar da vardır. Dağıtım işini ‘arife böceği’ olarak isimlendirilen, temiz ve yeni kıyafetler giymiş, küçük kız çocukları yapar.
Arefe günü ya da bayram namazının hemen ardından kabristana gidilir. Ailenin vefat eden bireyleri ziyaret edilir. Ruhlarına birer Fatiha gönderilir.
İftar ve sahur vakitlerinin habercisi olan Ramazan davulcusunun son vazifesi, bayram namazına davettir. Davulcu okuduğu manilerle, bayramın gelişini müjdeler. İşte onlardan bir tanesi: “Kalkın kalkın Mehmet Efendi / Ramazan bitti, bayram geldi.”
Bayram namazının ardından, önce camide sonra evde bayramlaşılır. Evde babadan büyük varsa, önce baba onun elini öper. Yoksa anne, babanın elini öper. Ardından çocuklar, önce babanın sonra annenin elini öperler. Babanın bayram harçlıklarını dağıtmasından sonra, ailece bayram sofrasına oturulur. Bayrama has yemeklerle donatılan sofradan, doyunca değil, yemekler bitince kalkılır.
Bayram yemeğinden sonra akşamdan hazırlanan mendiller, çocuklara dağıtılır. Çocuklar, gruplar halinde komşu ve akrabaların kapılarını çalarlar. El öpüp, bayramlaşırlar. Dört köşesi birleştirilerek torba haline getirilen mendillerine, onlar için hazırlanan şeker, çikolata, leblebi ve paraları koyarlar.
Büyükler de yakın akrabalarını ve komşularını ziyaret edip, bayramlaşırlar. Evin gelinleri de eşleri ve çocukları ile birlikte bayramlaşmak için baba evlerine giderler. Herhangi bir sebeple bayramda ziyaret edilemeyenler de ihmal edilmez. Bayramdan sonra geçmiş bayramlarını kutlamaya gidilir.
Bayramın ilk günü davulcu da, kapı kapı dolaşır. Elinde uzun bir çubuk bulunan bir kişi de davulcuya eşlik eder. Davulcu bahşişleri toplarken, yanındaki kişi de verilen mendil, havlu ve çorap gibi hediyeleri çubuğa asar. Toplanan bahşişler ve açık arttırma ile satılan hediyelerin geliri, hayır işlerinde kullanılır.
Bayramlaşmaya gelenlere önce kolonya, şeker ya da çikolata tutulur. Ardından bayram ziyaretlerinin olmazsa olmazı olan baklava ve kahve ikram edilir. Yanı sıra su ya da meyve suyu da bulunur.
Batı Trakya’daki bayramlaşmaların diğer adresleri Türkiye Cumhuriyeti Başkonsoloslukları, seçilmiş müftülükler ve derneklerin bünyesinde düzenlenen törenlerdir. Batı Trakya’nın tüm şehir ve köylerinden gelen binlerce kişi hem bayramlaşır hem de birlik ve beraberliklerini güçlendirirler.
Özetle: Yunanistan ve Batı Trakya’da bayramlar; tüm zorluklara rağmen, dost ve akrabaların buluştuğu, büyüklerin ziyaret edildiği, küçüklerin gönlünün hoş edildiği günlerdir. Son yıllarda bazı gelenekler unutulmaya yüz tutsa da, birçoğu yaşatılıyor.
Bu vesileyle tüm İslam âleminin Ramazan Bayramı’nı tebrik ediyoruz. Bayram-ı şerif mübarek olsun!